7 Mart 2011 Pazartesi

Acılar Denizi(Ümit Yaşar Oğuzcan).

ACILAR DENİZİ

Ben acılar denizinde boğulmuşum
İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını
Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni
Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime
Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını
Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle
Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma
Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek
Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa
Bir deli rüzgar çıksa; alıp götürse
Yılların içimde bıraktıklarını...

Ümit Yaşar OĞUZCAN

4 Mart 2011 Cuma

Öylesine Yazılmış Bir Yazı.

   Bugün Kasımpaşa-İBB maçına gittik arkadaşlarla. Sanırım sesim kısıldı. Kasımpaşa'yı destekledik hep beraber. Kasımpaşa ile maddi veya manevi herhangi bir bağım olmamasına karşın bilet fiyatlarının çok ucuz olması cazip geldi sanırım. Stad da yakın olunca, dedim ben de gideyim. Bir dahaki sefere amigonun hemen önüne oturmam asla. Bağırmak zorundaymışım gibi hissediyordum kendimi. İkinci yarı başka bir tribüne geçtik de  oturup maç izledik. İBB taraftarları Boz Baykuşlar'a buradan sevgilerimi yolluyorum.

Şu sıralar .blogspot.com uzantılı sitelere erişim engellenmiş. Neymiş efendim? Maç yayını yapan birkaç site yüzünden, bütün siteler engellenmiş. Sorumlusu Digiturk sanırım. Aslında onlar da haklı, sonuçta bu işten para kazanıyor adamlar. Ancak yapmak istedikleri şeyi fiiliyata döktükleri vakit, kurunun yanında yaş da yanıyor. Bütün blogspot uzantılı sitelere erişimi engellemek yerine suçlu olan kişilerin blogları erişime kapatılsa daha mantıklı olmaz mıydı? Nedir bu genelleme merakı? Bütün bloglar aynı mıdır yani? Veyahut Ekşi Sözlük'ü düşünelim. Sanırım en son 26.000 civarı bir yazar sayısındaydılar. 26.000 yazarın hepsini tek bir kişi olarak düşünmek mantıklı mıdır? Bir şeyin olumsuz yanları varsa, olumsuz yanlarını çözmek gerektiği kanaatindeyim. O şeyi çöpe atmak daha kolay geliyor olabilir. Kolay olan her zaman doğru olan, yapılması gereken şey midir? Bunu da siz okurlara bırakayım. Uzun günler, hoş geceler.

2 Mart 2011 Çarşamba

Facebook'a Geri Dönüş.

   Facebook'a geri döndüm. Açıkçası soruyorum kendime bu ben miyim diye? Facebook kullanmamakla ilgili yazdığım yazıdan sonra, Facebook'a geri dönmem çok saçma bir hareket oldu. İki yüzlü olabilirim belki de. Ama insanlar değişebilirler değil mi? Eski arkadaşlar toplanıyorlarmış bir yerde. En yakın arkadaşım bir grup açmış, dedim ben de geri döneyim. Aksiyon olur. Nitekim oldu da. "Niye Facebook'a geri döndün, hani prensipler?" diyen arkadaşlarım oldu. Açıkçası tam olarak niye geri döndüm bilmiyorum. Ama fikirler değişebilir, bunu biliyorum. Bazı fikirlerim hâlâ değişmiş değil. Facebook hâlâ zaman kaybı. Ama Haxball oynamaktansa arkadaşlarımla konuşmak daha cazip geldi.
  Fikirler dedim de, aklıma "V For Vendetta" geldi. Güzel filmdi. İzleyin, tavsiye ederim. "Fikirler kurşun geçirmez."
  Yarın Kasımpaşa- İBB maçı var. Kasımpaşa'yı destekliyoruz ona göre!11!11 Hadi kendinize iyi bakın sevgili okurlar. Sanatsal bir kaygısı olmadan yazı yazmak çok eğlenceli ya. Bunu da tavsiye ederim. Bu akşam tavsiye etmeyi çok seviyorum galiba. Daha fazla uzatmadan, teşekkürler derim.

("Teşekkürler derim.", Kara Kule'den bir kalıp. Teşekkür ederim demiyorlardı orada. Bunu niye açıklama ihtiyacı hissettim bilmiyorum.)