12 Nisan 2011 Salı

Sınav Haftaları.

    Sınav haftaları, öğrencileri hayatlarından bezdirmek amacıyla oluşturulmuş, gereksiz, içinde saçma sapan sorular barındıran sınavlara girmek zorunda olduğumuz haftalardır. Sınav haftalarında hayattan soğumamak elde değil malesef, şu anda bu yazıyı yazarken aklıma sınavlarım geldi. Pazartesi gününden itibaren yaklaşık 10 iş günü boyunca her gün en az bir adet sınava girecek olmanın verdiği mutluluğu size aktarmaya çalışacak olursam, sadece kelimeleri kullanarak bu işi başarmam büyük bir mucize olarak görülebilir.

/

Yazının bundan önceki kısmını Pazartesi gününden önce yazmıştım, açıkçası güzel geçti ilk iki sınavım. Hadi bakalım hayırlısı. Sınav haftasındayız diye sosyal platformlardan kendimi soyutlamam yanlış olur diye düşündüm ve yazımı tamamlamam gerektiğine karar verdim. Nedense içimde gereksiz bir mutluluk var, hüzünlü olmaktan iyidir tabi ki.

Konuyu değiştirmek için televizyonda ilk gördüğüm programı kullanacağım. Masterchef. Ödül olarak kaç para veriyorlar bilmiyorum ama, para için 70 milyonun önünde eziyet çekmeyi kabul eden yarışmacıların mazoşist olabileceklerini düşünüyorum. Televizyonda çok fantastik şeyler dönüyor şu sıralar. Televizyonlar her türlü şeyi barındırabiliyorlar; 118-33 diyen elemana burdan saygılarımı sunuyorum- reklamlarından tut, Nihat  Doğan'lı ve 3T'li Survivor'a kadar. Hazır televizyondan bahsetmişken, ülkemizde yayınlanan programların(dizi,yarışma vs.) yersiz bir şekilde uzun olduğu kanaatinde olduğumu belirtmezsem olmaz. 40 dakikalık diziler çekilmeye başlansın, özetleri de 120 saniyeyi geçmesin istiyorum ama bunlar yakın gelecekte zor gibi gözüküyor. (Sosyal mesajımı da verdikten sonra, konuyu bir daha değiştiresim var.)

Aday listeleri açıklandı malum. Yakın zamanda siyasi parti bayraklarını caddelerde görmeye başlayacağız. Olur da bir siyasetçi blog'uma denk gelirse diye söylüyorum, lütfen o seçim otobüslerini sabah akşam son ses açık bir şekilde gezdirmeyin. Yalova kaymakamı gibi hissediyorum şu anda, ama olsun. Yalova il olalı yaklaşık    on beş yıl geçmiş olsa da, Yalova kaymakamı her zaman gönüllerdedir.

Ben bu yazıyı niye yazdım? Gerçekten bilmiyorum. Ama yazmak güzeldir değil mi dostlar? Değilse bile benim öyle bir şeyden haberim yok, görmedim, duymadım, bilmiyorum! Uzun günler, hoş geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder