25 Kasım 2010 Perşembe

E-book.

Bugün e-book'ları bilgisayar ortamında nasıl dinleyebileceğimi araştırdım. Microsoft Reader adlı bir program buldum. Ama Türkçe kelimeleri İngilizce olarak seslendirdiği için hiçbir şey anlaşılmıyor. Daha iyi bir program aradım, yama aradım. Onları da bulamadım. E-book, sesli kitap diye dolanırken bir yazıda Necip Fazıl'ın bir şiirine rastladım. Genellikle şiir okumam, ( Bununla övünmüyorum elbette, ama şiirler bana uymuyor. Bazen de çok beğenirim orası ayrı konu.) ama bu şiiri gerçekten çok beğendim.


Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?

Necip Fazıl Kısakürek

Neler neler yazmış üstadlar, öylesine deftere karaladıklarıma şiir diyemem ben, utanırım büyük ustalardan. Adama demezler mi "Yağdı yağmur çaktı şimşek / Sen de mi şair oldun eşşoğlueşşek? " diye.

Neyse efendim, zaten e-book'larla ilgili çözüm bulamadığım için mutsuzum. Bir de yazacak bir şeyler bulamamak insanı iyice depresyona sokuyor. Bu yazımı da şarkı sözleriyle sonlandırayım. Depresyondayım, stres amcam... Bu kadar iğrenç bir espriyi, her yerde yapılmış olmasına rağmen dile getirebiliyorum ya, bazen kendime şaşıyorum. Bugün yazma işini bu kadar geç bir saate erteledim, sonuçları böyle oldu. Ortaya her zamanki kötü yazılarımdan bile daha kötü bir yazı çıktı. Olsun sayın okuyucu, kimse kalemiyle doğmuyor, elbet öğreneceğim bir şeyleri yavaş yavaş.Yazımı yine Kara Kule'den alıntılayarak bitiriyorum : Uzun günler, hoş geceler. 

Yazımı Kara Kule'den alıntılayarak bitirmemin sebebini de Kara Kule'den alıntılayarak yazayım da tam olsun : Ka bir tekerlektir. ( Ka'yı basit bir şekilde kader olarak ifade edebilirim, Stephen King burada kaderin bir döngüden ibaret olduğunu anlatmak istiyor.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder